Raylı sistemler, şehir içi ve şehirlerarası ulaşımda
hayati bir rol oynamaktadır. Raylı sistemlerin korunması; güvenli ve verimli
ulaşımı sağlamak, ekonomik etkileşimi desteklemek, çevreyi korumak ve toplumsal
faydayı artırmak açısından oldukça önemlidir. Bu sistemlerin düzenli bakımı,
hem yolcu hem de personel güvenliğini garanti altına alırken, enerji
verimliliğinde artışı ve seyahatlerin zamanında bitişini sağlamaktadır. Ayrıca,
hem her kesimden insan için erişilebilir ve güvenli ulaşım sunarak yaşam
kalitesini iyileştirirler hem de daha az karbon emisyonu ile hava kalitesine
olumlu katkı sağlarlar. Bu bağlamda, raylı sistemlerin hasar etkisi yüksek olan
yıldırım gibi doğal olaylardan korunması ve doğru şekilde bakımları,
sürdürülebilir bir toplum için önem arz eden bir yatırımdır.
Raylı
Sistemlerin Yıldırımdan Korunması
Yıldırım, bulutlar arasında veya bulut ile yer arasında
elektrik boşalması şeklinde meydana gelen doğal bir atmosfer olayıdır. Bu olay,
milyonlarca volt elektrik yükünü barındırır ve saniyeler içinde büyük enerji
salınımına neden olur. Raylı sistemlerin de metal yapısı, iyi iletkenlik
özelliğinden dolayı yıldırım çarpması için potansiyel bir hedef haline gelmektedir.
Yıldırım çarpması sonucunda, raylı sistemlerde sinyalizasyon sistemlerinin
bozulması, elektrik kesintileri ve hatta rayların erimesi gibi ciddi sorunlar
oluşabilmektedir.
Raylı sistemlerin yıldırım darbelerinden korunması,
yalnızca doğrudan çarpmalara karşı değil, aynı zamanda iç aşırı gerilim
darbelerine karşı da önemlidir. Demiryolu istasyonları, özellikle açık arazide
yer aldıklarında, yıldırımın doğrudan etkisi olmasa bile, yürüyen darbelerden
etkilenebilirler. Bu da, geçici gerilimler ve anahtarlama darbelerinin sıklıkla
yaşandığı anlamına gelir ve elektronik sistemler için ciddi bir tehdit
oluşturarak demiryolu sinyalizasyonu ve iletişim sistemleri gibi hassas elektronik
ekipmanları bozabilir. Dolayısıyla, raylı sistemlerin yıldırım koruma
stratejileri, sadece doğrudan yıldırım çarpmalarına karşı değil, aynı zamanda
bu tür geçici gerilim dalgalanmalarına ve anahtarlama darbelerine karşı da
etkili bir şekilde tasarlanmalı ve uygulanmalıdır.
Öte yandan, demiryolu sistemlerinin etkin bir şekilde
yıldırımdan korunması, dış yıldırımlık, iç yıldırımlık, topraklama ve eş potansiyel
bağlantı olacak şekilde dört temel koruma unsuru içermelidir. Dış yıldırımlık,
yıldırımın doğrudan çarpmasını ve enerjisini emerek dağıtmasını sağlar, bu da
yapıların ve elektrik hatlarının korunmasına yardımcı olur. İç yıldırımlık,
yıldırımın dolaylı yollarla sisteme sızmasını engelleyerek, iç tesisatı korur.
Topraklama sistemi, yıldırım enerjisini güvenli bir şekilde yere aktararak,
sistem ve cihazların zarar görmesini önler. Eş potansiyel bağlantı ise,
elektrik potansiyeli farklarını minimize ederek, elektriksel parazitleri ve
dolaylı yıldırım etkilerini azaltır. Ana panolarda B+C sınıfı, tali panolarda C
sınıfı ve hassas sistemlerin önünde D sınıfı koruma ürünlerinin kullanılması AG
parafudr sistemlerinde kademeli koruma noktasında yüksek önem taşımaktadır. Bu
kademeli yaklaşım, farklı seviyedeki elektriksel tehlikelere karşı kapsamlı bir
koruma sağlar ve demiryolu sistemlerinin güvenliğini artırır.
Raylı
Sistemlerde Topraklama
Raylı sistemlerde topraklama, sistem güvenliği ve
işleyişinin temel bileşenlerinden biridir. Topraklama, elektriksel aşırı
yüklerin güvenli bir şekilde yere aktarılmasını sağlar. Bu, özellikle yıldırım
darbeleri sırasında hayati önem taşır. Raylı sistemlerdeki topraklama,
yıldırımın doğrudan çarpması veya elektriksel kaçak durumunda yüksek akımın toprağa
aktarılmasını sağlayarak, hem insanları hem de ekipmanları korur.
Topraklamanın yapım aşamaları noktasında, bağlantı
noktaları ve metal akşamların etkinliği önemli bir rol oynamaktadır. Bağlantı noktalarının dayanıklılığı ve
güvenilirliği için tercih edilen yöntem, genellikle termokaynak
uygulamalarıdır. Termokaynak, bağlantı noktalarını daha dayanıklı ve uzun
ömürlü hale getirerek, topraklama sisteminin etkinliğini artırmaktadır. Bunun
yanı sıra, raylı sistemlerdeki her metal aksam aynı topraklama sistemine bağlı
olmalıdır. Bu, tüm hat ve istasyon boyunca eş potansiyel durumun sağlanmasını
ve böylece elektriksel tehlikelerin minimize edilmesini sağlar. Özellikle, ray
toprak geçiş direncinin 10 ohm gibi düşük değerlerde tutulması, hata
akımlarının daha hızlı akmasını ve dolayısıyla sistemdeki potansiyel
tehlikelerin daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlar.